1 Kasım 2010 Pazartesi

Cehennemin Dibi!

Sürekli yokoluş ve tükenişlere tanık olmaktan sıkıldık. Cumhuriyet bayramında tanık olmadığımız yeni yokoluşlarla tanışmak üzere Kdz. Ereğli’deyiz.

Misafir olduğumuz ailenin kızı şimdi görmekte olduğumuz güzellik ya da çirkinliklerin eski halini anlatıyor, dinliyoruz. Eskiden burada yürüyemezdiniz diyor sahil için. Ne güzel, olmayan bir şeyleri güzellikle var etmek. Ama daha çok yok olmuş şeyleri duyuyoruz. Çamur içinde yunus balıkları, ormanın içine hancerlenmiş mühendisler sitesi. Bu ülke ne çok çekti şu mühendisler, doktorlar ve avukatların orman delen kooperatiflerinden. Okumuşların dejenerasyonu daha yıkıcı oluyor.

Bulunduğumuz topraklar mitolojinin ana konularından birine ev sahipliği yapmış. Herkül’ün ölüler diyarına geçmesi, 3 başlı köpeği yer yüzüne çıkarması tastamam burada yaşanmış! Bugün Hollywood filmlerinin balandıra ballandıra işlediği, Herry Potter’dan, Matrix’ine, Buffy dizisine kadar işlenen bu mitolojik hikaye burada yaşanmış. Cehennem ağzı mağarası! Kehanetlerin doğduğu yer. Ölüler diyarının geçidi.

Geçişe hazırız. Cehennemin dibini görmek üzere cebimizde ne varsa vermek istememize rağmen Charon bu parayı çok kirli olduğunu söyleyerek geri çeviriyor. Dante gibi ortasındayken ömrün yine Dante gibi geri çevrilerek kalıyoruz kirlenmişliklerle.

Yine buradayız. Bu zamanda cehenneme giriş bile yasaklanmış insanoğluna. Hades düşünüyor! Bu geçişi özelleştirsek mi acaba?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder