3 Ocak 2011 Pazartesi

MedeNiyetler Çatışması...





Birleşmiş Milletler Barış Elçisi olan Paulo Coelho ile bizatihi BM Haber Merkezi'nin yaptığı bir mülakatta, kendisine "Medeniyetler Çatışması" hakkında düşünceleri soruluyor.
Şöyle söylemiş kendileri :

"Aynı hayatı yaşıyoruz, fakat birbirimizi ya yanlış anlıyoruz ya da anlayamıyoruz ve bunun üzerinde çalışmamız gerekiyor. Farklılıklarımız üzerine konuşmak yerine, daha çok ortaklaştığımız konular üzerinde konuşmalıyız. Bu kulağa biraz idealistçe gelebilir, fakat ben bloguma, Facebook sayfama, Twitter hesabıma girdiğimde dünyanın her tarafından değişik insanlarla konuşuyorum. Bu sayede bir diyalog tesis edebilmenin ne kadar kolay olduğunu görebiliyorsunuz...
...Kitaplarımın tüm dünyada okunduğunu anladığımda -şu anda 130 milyon kopya satıldı ve ortalama olarak bir kitabı üç kişi okuyor- pek çok farklı insanın kalbine dokunan hikâyeler paylaşabileceğimi ve sonra bir şekilde işbirliği içinde bu dünyayı daha iyi bir yer yapabileceğimi hissettim. Okurlarımın pek çoğu değişik kültürlerden..."

Bu mülakatı okuyunca, Mahfi Eğilmez'in 02.03.2004 tarihli bir makalesindeki aşağıdaki cümleleri hatırladım :

"Diyelim ki dünya 100 kişinin yaşadığı ve toplam milli geliri 100 dolar olan bir köy olsaydı ne olurdu?
Bu 100 kişinin 21'i Çinli 18'i Hintli 5'i Amerikalı 6'sı Avrupa para birlikli olurdu. Geriye kalan 50 kişi de 190 devleti temsil eden kişiler olurdu.
100 dolarlık toplam dünya köyü gelirinin yaklaşık 4 dolarını 21 Çinli alıyor ve eşit olarak paylaştıklarını düşünürsek adam başına 19 cent düşüyor olurdu. Gelirin 1.6 dolarını Hindistan alıyor ve Hintlilerde adam başına 9 cent düşüyor olurdu. Gelirin 32 dolarını Amerikalılar alıyor ve Amerikalı başına 6.5 dolar düşüyor dolurdu.
100 dolarlık toplam gelirin 20 dolarını Avrupa para birlikliler alıyor ve onlarda da adam başına 4 dolar gelir düşüyor olurdu. Bu dört grubun toplam geliri olan 58 doları 100 dolarlık köy gelirinden düşersek kalan 42 doları da geriye kalan ve köydeki sayısı 50 olan, 190 devletin temsilcileri paylaşıyor olurdu."

Burdan bakınca, Paulo Coelho' nun o çok sevinerek bahsettiği "blogu, Facebook sayfası, Twitter hesabı"na kimlerin erişebildiği konusunda bir fikir edinebiliriz. Görüldüğü kadarıyla adı geçen medeniyetler zaten birbiriyle çatışmıyor, eğleniyorlar ne güzel.

130 milyon kitabı satılmış, parayla-pulla zaten derdi kalmamış koskoca Paulo Coelho'nun, bu çatışmaların temelinde kapitalist ekonomik sistemin yattığını, 1milyar 400 yüz milyon kişinin yoksulluk sınırının altında yaşadığını, bunun nerdeyse üçte birinin de Afrika kıtasında olduğunu bilmemesi mümkün değil ama, söylememesi ilginç geldi bana... Facebook hesabından sorsam mı acaba kendisine? Ya da kitaplarından alsam, hikâyeleri dokunsa benim de kalbime?

Hani holivuut filmlerinde şöyle diyaloglar vardır :
- Hey, Çarli bir sorunun mu var, endişeli görünüyorsun?
- Evet klerıns
- Dinle, sana bir şey söyleyeyim mi dostum?
- Evet?
- Endişe etme!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder