27 Eylül 2011 Salı

Sergio Bonelli ve Zagor

Çizgi Roman dünyası büyük bir ustayı kaybetti. 79 yaşında ölen İtalyan çizgi romanının en önemli isimlerinden Sergio Bonelli gene bir çizgi roman ustası olan Giovanni Luigi Bonelli’nin oğlu olarak 1932 yılında dünyaya geldi. Zagor ve Mister NO karakterlerini yarattı. İtalya'da üç kuşak yazar ve çizerin çalışmalarını yayımladı.

Yayımladığı onlarca farklı çizgi roman içinde benim için önemli olanı 1960’lı yıllarda Gallieno Ferri ile birlikte yarattıkları Zagor karakteridir. Henüz okuma yazma bilmediğim zamanlardan beri tanıdığım Zagor’u bu yaşıma geldiğim halde hâlâ tutkuyla okumamın nedeni onun karizmatik kırmızı gömleği ve kötülere dehşet saçan o “Ahyaaaaaaak” çığlığı değil sadece. Tabi bu arada 80’li yıllara denk gelen ortaöğretimim boyunca çizgi roman okumanın ne kadar zararlı bir faaliyet olduğu, çizgi romanların insanı gerçek dünyadan koparıp hayalci biri yaptığı, Hristiyanlık propagandası dahil olmak üzere anarşik faaliyetleri de özendirdiği… neler söylenmedi neler. (Efendim çünkü dünyadaki en önemli çizgi romanların yaratıcısı, yayımcısı Katolik Hristiyan İtalyanlarmış, din propagandası amacıyla yapıyorlarmış bunları çünkü)


Her ne kadar 1960 yılında yaratılmış bir karakter olsa da bilindiği üzere Zagor’un maceraları 1800’lü yılların Amerika’sında Darkwood adında, tüm ırkların ve kabilelerin barış içinde yaşadığı, renk, dil, din ayrımının olmadığı hayali bir mekanda geçer. Düşünün ki 1960’lı yıllarda bile Amerika’da emlakçılar ev arayanlara (aynı gelire, eğitime, çocuk sayısına sahip olsalar bile) sadece ırklarından dolayı farklı bir muamele yapıyor, siyahlara ev vermiyorlar. Kimi eyaletlerde ise durum daha vahim, siyahlar ile beyazlar aynı otobüslerde bile yolculuk yapamıyorlar. Rezerv alanları denilen güya korunaklı bölgelere yerleştirilmiş Kızılderililer zaten neredeyse yok olmuşlar.

Hâl böyleyken, Zagor istisnasız tüm maceralarında her zaman ezilenlerin, az olanların, dışlananların sömürülenlerin yanında olmuş bir kahraman. Toprakları ellerinden alınan yerlileri, köle olarak çalıştırılan siyahları, yaşam alanları yok edilen hayvanları, sırf keyif için öldürülen Bizonları koruyan kollayan, en başta da bunu o zamanki devlete rağmen yapan kişidir. Zengin tüccarlar ve Avrupa’dan gelmiş paralı yerleşimciler ile gizli işbirliği yaparak yerlilerin köylerini yakan (bunları da başka Kızılderili kabilesi yapmış süsü vererek yaparlar üstelik), onları köylerinden sürüp yerlerine el koyan mavi ceketlilerle (askerler) savaşmıştır. Yani yeri geldiğinde Zagor bir üç kağıt, bir haksızlık gördüğünde askeri de, polisi de pataklar. Hatta bir macerasında Amerikan Başkanı Jackson’u da Kızılderilileri aldattığı için tartaklamışlığı vardır.


Bizdeki çizgi romanlarla kıyaslayacak kadar çok bilgi sahibi değilim ama genelde bizdeki kahramanlar kefereye veya Bizans’a karşı savaşan, devletin bir uzantısı olarak onu kutsayan dolayısıyla da resmi ideolojinin tamamlayanı olarak milliyetçi/şoven tiplerdir (Tarkan vb. örneğin). Bizde neden böyle herkesin barış içinde yaşaması için mücadele eden kahramanlar olmamıştır, üzerinde düşünmek gerekir.

Bonelli ekolünden olan ve hatırı sayılır miktarda Zagor senaryosu da yazmış olan Moreno Burattini’nin, Zagor ’un 40.Yılı özel sayısı için yazdığı şu yazı önemlidir:

"Dünyanın pek çok yerinde binlerce sorunla mücadele edilen günümüzde, Darkwood Ormanı, değişik ırklardan insanların bir araya getirdiği toplumlar için bir örnek oluştururken, Zagor ‘un farklı kültürleri bir araya getirmeye çalışan arabulucu olma kimliği, kırk yıl önce olduğundan daha fazla değer kazanmış durumda"

Ne diyelim, toprağı bol olsun…

Şu son notu da düşmeden geçmeyeyim :
Söz konusu çizgi roman olunca, elbette bu konuda en yetkin söz sahibi Muhtar Tapir hocamızdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder