İki ileri bir geri yani. Örneğin, emekçilerin kıdem tazminatını kaldırmak üzere iki adım atıp sonra konuyu ileri bir tarihe erteleyip bir geri adım atarsınız. Bunun iki yanı (yönü) vardır. İlki, tepkileri ölçersiniz, tartışmaları gözlemlersiniz ki, buradan neyi ne kadar yapabileceğinizi anlarsınız. Elbette bu ölçmeler sonrası işi gerektiği gibi bitirirsiniz. İkinci yönü ise konu hakkında bir alışıklık, bağışıklık sağlarsınız. Ya da örneğin, ÖTV'ye bazı ürünlerde zam yaparsınız, sonra bunu bir miktar düşürüp rahatlama sağlarsınız. Buna "ölümü gösterip sıtmaya razı etmek" de derler.
Demek ki, bu mehter temposu siyaseti iki şekilde yapılabiliyormuş. Bir, yapacağını yapıp sonra bir miktar geri adım atmak ve razı etmek. İki; yapacağını ifade etmek, bir süre yapmayıp soğutarak ama bir yandan da bağışıklık sağlayarak ileride yapmak. Bu ikinci tarzda tabi şu da var, "e bu konu yeni değil ki kardeşim, 2 yıldır bunu konuşuyoruz" diyebilmek. Sanki 2 yıl veya kaç yılsa konuşmak, gündeme getirmek konunun haklılığına bir gerekçeymiş gibi.
Yani sanatı(!) siyasete(!) bu kadar alet etmemek lazım. Yoksa içine tükürülecek ucubeler laf-ı güzaf.
Hiçççç kusura bakmayın! yıllarca hiç adım atılmadı olduğumuz yerde saydık..yani hiç adım atılmamasından iyidir diyeceğim.
YanıtlaSil"Kurul Kararı"
Aaa, çok özür dilerim gerçekten. Deprem vergilerinden duble yollar yapıldı, yapılan duble yollar ilk selde çöktü, ortadan ikiye ayrıldı misal. Hiç yapılmamasından iyi oldu gerçekten de. O duble yollar yapılmasaydı belki mazallah depremin yol açacağı sorunlar ile ilgili önlem alınabilirdi ki, kim ister bunu bilmiyorum. Özür diliyor, yukarıdaki yazıyı geri alıyorum.
YanıtlaSil