Sigmund Freud - Bir Yanılsamanın Geleceği,
Kaynak Yayınları (1994),
İdea Yayınevi (2000),
Alter Yayınevi (2011),
Tanrı ve din yanılsamalarını yaratıp, onu savunmaya iten ana neden ölüm korkususudur (bkz. atölye 6). Bilinçdışı (burada kültür), ölüm karşısındaki çaresizliğin kaygısını ortadan kaldırmak için tanrı/baba figürü yaratır. Tanrı (nın kendisine) ve tanrının ebedi yaşam vaadine inanmak, ölümün gölgesinden kaçmak için tasarlanmış kültürel bir peri masalıdır.
Freud, (kaçmak şeklinde olsa bile) ölüme yönelik güdünün ("todtriebe") temel insalık güdüsü olduğundan yola çıkarak; yaşamı, aşkı, hazzı ve üreticiliği ortaya çıkaran "haz" illkesine doğru yol alır ve bu ikisinin dengesini "sağlıklı" bulur. Ölüme yönelik güdü kendini; savaş ve yıkımları ortaya çıkarmaktan başka bunlar olmasa bile en yalın haliyle bireyin kendini tüm uyaranlardan soyutlama, huzur ve barış arama arzusunda var eder. Freud bunu "nirvana ilkesi" olarak adlandırır ve nirvana ilkesi aslında bir tür ölüm provasıdır (günümüz kentli bireyin bir anlamlandırmayla kırsalda bulacağını sandığı ve bu sanı üzerine kurduğu kenti terk etme arzusu da bundan kaynaklanır). Ancak bu tür soyutlama kurgusu, içe dönük bireyde (kendini aklın sınırlarında) intihar ve/veya mazoşizme doğru sürükleme potansiyeli taşır. Dışa çevrilirse eğer, cinayet, savaş ve en nihayetinde yıkıma götürür. İşte yaşamın amacı (veya felsefi düzeyde tartışmalı olacaksa da dengeli bir yaşam) son kertede ölüm güdüsü ile haz ilkesini uyumlu hale getirebilmektir.
(parantezler orijinal metne ilavedir).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder