8 Kasım 2012 Perşembe

Ne güzel suçluyuz biz hepimiz!

Başlık, ölümünün 35. yılında, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bölümü tarafından 28-29 Aralık 2011 tarihinde düzenlenen sempozyumla anılan yazar Sevgi Soysal'a ait. Sempozyum başlığı da buydu. Gerçi söz konusu olan Sevgi Soysal olunca ve sempozyum sunumlarına bakıldığında "yazar" demek yeterli bir niteleme olamıyor. Sosyalist, aktivist, feminist, yazar, anne, sevgili, arkadaş Sevgi Soysal demek gerek ama bunu demenin öznel koşulları da yok değil. Sempozyum içeriklerine bakıldığında bu sıralamada da bir hiyerarşi olmadığı anlaşılıyor. İzleyici açısından hangisinin diğerinin ardından ve öyleyse de neden diğerinin ardından olduğu sunumcuların onunla kurduğu ilişkide somut hale geliyor. Bu tipte ayrımların özsel olmadığını bilsek de söz konusu rollerin ortak yanının somut görünümünü Soysal'ın yapıtlarında ve yaşamında takip etmek keyif vericiydi.

Bu yazıyı o tarihlerde yazmak istemiş ve yukarıdakine benzer bir giriş yazarak yarım bırakmıştık. Şimdi Acemis Osyolog'un bundan hemen önceki, Sol ve Onur Yayınları Kataloğundan alıntılayarak yazdığı Kapital'i Kirletmek... metnini görünce aklımıza bu yarım yazı geldi. "Kapital'i Kirletmek"in bize neden bu yarım kalmış yazıyı hatırlattığını anlatabilmek için sempozyumda tanık olduğumuz aşağıdaki olaydan bahsetmemiz gerekiyor öncelikle.

İkinci gün sempozyumun önemsediğimiz oturumlarından biri vardı. Çünkü Necmiye Alpay'ın başkanlığını yaptığı bu oturumda Türkiye'nin önde gelen yazın eleştirmenleri Semih Gümüş, Süha Oğuzertem ve Ömer Türkeş söz alacaklardı. İlgiyle takipteydik. Söz sırası Süha Oğuzertem'e geldiğinde, oturum başkanı Necmiye Alpay "Türkiye'nin en önemli entelektüellerinden, akademisyenlerinden ve eleştirmenlerindendir" diyerek hoş bir tanıtımla sözü Süha Oğuzertem'e bıraktı. Oğuzertem'in sunum başlığı "Şafak ve Sosyoloji"ydi. Şafak, Sevgi Soysal'ın "12 Mart Edebiyatı" kapsamında önemsenen romanlarından biriydi. Oğuzertem, Şafak romanı üzerinden Soysal edebiyatına sosyolojik açıdan bakacaktı anlaşılan. Sözlerine başladı. Sunumunun bir yerinde konuyu o dönemin sol literatür açısından olanaksızlıklarına getirdi. Marksizm’in birçok önemli eserinin henüz Türkçe'ye çevrilmemiş olduğundan, dolayısıyla dönemin az sayıda aydını dışında bu eserlere ulaşmanın olanaksızlığından bahsetti. Bunlara ilaveten bunca yıldır Marksist yazın olduğu halde onun en önde gelen kitabı olan Kapital'in bile ilk cildinin Türkçe'de “ilk kez eksiksiz” olarak çevrilip daha yeni yayınlandığını söyleyince Acemis Osyolog'la birbirimize baktık.

Bu bakışmanın ne söylediği ortadaydı elbet. Yaşadığımız her ne kadar yabancısı olduğumuz bir duygu değilse de şaşırmaktan kendimizi alamadık. Sevgi Soysal ile tanışıyor olmanın mutluluğunun yanına bu duyguyu eklemiş olduk. “Eksiksiz ve aslından ilk kez” çevrildiği gibi bir cümle sarf edildiğine göre, hakikaten Yordam’ın çıkardığı Kapital alınıp incelenmiş, orijinalinden karşılaştırılmış ve eksiksiz olduğu görülmüş olmalı diye düşünüyor insan. Hal böyle olunca Sol Yayınları’nınkinden fazla ve tam olduğu iddiası söyleme içkinleşiyor, bu kıyaslamanın da yapılmış olduğu ortaya çıkıyor. Bu durumda "Kapital’i Kirletmek..." makalesinin yazarının iddialarından, makaleden haberdar olunmasa bile, haberdar olunmaması olanaklı mı? Bununla bir hesaplaşmaya girilmesi gerekliliği ortaya çıkmıyor mu? Bir yıldır bu türde bir kritik olup olmadığını araştırıyoruz. Ne yazık ki henüz rastlayamadık. Ortada ciddi bir iddia varken ve bu iddia özetle Kapital’i ilk Türkçeye kazandıranlarca “emek hırsızlığı” olarak tanımlanmaktayken biz okurların fark ettiği bu durumun yazın eleştirmenlerince çoktan fark edilmiş olması gerekmez miydi? Yoksa farkedildi de biz mi bilmiyoruz? O halde soruyoruz: yeni ve eksiksiz 1. cilt Kapital’i gerçekten okudunuz mu? Aslına uygun olarak eksiksiz mi? Eksiksizse Erdost’un bu iddialarına cevabınız nedir? Erdost’un bu iddialarından haberdar değilseniz neden değilsiniz? Haberdarsınız da önemsemiyor musunuz? Önemseyin ya da önemsemeyin biz niye bunu bilmiyoruz? Bu literatüre sahip olmak isteyen okurlara ne diyeceksiniz?

Ne güzel suçluyuz biz hepimiz!...


2 yorum:

  1. Sempozyumun kitabı çıktı. http://www.iletisim.com.tr/kitap/ne-g%C3%BCzel-su%C3%A7luyuz-biz-hepimiz-1938.aspx

    YanıtlaSil
  2. Bu konuya aşağıdaki kaynakta yer alan yazıda değiniyorum. İlginizi çekebilir:

    Yalçıntaş, Altuğ. (2012). “Yayıncılık Endüstrisinde Yapay Seçilim: Marx ve Engels’in Politik İktisat Metinleri Üzerine Bibliyografik Bir İnceleme” İçinde: Sevinç Orhan, Serhat Koloğlugil, Altuğ Yalçıntaş (der.) İktisatta Bir Hayalet: Karl Marx. (İstanbul: İletişim Yayınları): 141-179.

    YanıtlaSil