31 Mart 2010 Çarşamba

Bigün Hıncal Abi'yle gidiyoruz (Alp Can'a sevgiyle)


Alp Abi'yle üç yıl birlikte çalıştık. Her işyeri ortamı gibi kavgalar da ettik, gazeteyi baskıya gönderdikten sonra rakılar da içtik. Hem de ne rakılar... Cepteki son paraları birleştirerek aldığımız rakıların tadı bir başkaydı her zaman. "Bigün Hıncal Abi'yle gidiyoruz..." diye başladı mı susmazdı. Ölüm haberini aldığımda aklıma ilk gelen Fenerbahçe'nin Galatasaray galibiyeti oldu. Sıkı Fenerbahçeliydi. Ulan dedim, giderayak tam sana göre bir hediye...

Kör ölür badem gözlü olur. Onu övmeye etmeye gerek yok artık. Şöyle insandı, böyle gazeteciydi...

Ben onunla üç yıl çalıştım ve oldukça fazla muhabbet etme şansı buldum. Üç yıl boyunca anne babamdan daha çok yüzünü gördüğüm iş arkadaşlarımdan biri artık yok. Ölen kişi düşmanın da olsa insan bir garip oluyor. Üç sene de az bir süre değil hani. Alp Abi düşmanım değildi tabii. O benim gazetedeki aynı dertlerden mustarip bir rakı arkadaşımdı sadece. Bu saatten sonra çok yazmanın da anlamı yok aslında. Anlamı varsa da çok yazacak kişi ben değilim. Bana güle güle Alp Abi demek düşer sadece.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder