Tan, Son Telgraf, Cumhuriyet, Tasvir, Yeni Sabah ve Milliyet gazetelerinde muhabir ve yazar olarak çalışan, aynı zamanda birkaç filmde rol alıp birçok filmde seslendirme yapan Ümit Deniz'in yarattığı hayali bir roman karakteridir Murat Davman. Ümit Deniz, 15 yıl boyunca bu karakter üzerinden maceradan maceraya koşar.
Murat Davman ayrıca bazı filmlerde de karşımıza çıkar. Ömer Lütfi Akad'ın yönettiği 1961 yapımı "Sessiz Harp" filminde Müşfik Kenter canlandırır Murat Davman'ı. Atıf Yılmaz'ın yönettiği 1960 yapımı Ölüm Perdesi ve 1963 yapımı "Azrailin Habercisi"nde Orhan Günşiray hayat verir Murat Davman'a. Son olarak Nejat Saydam'ın yönettiği 1966 yapımı Yakut Gözlü Kedi'de yine karşımıza çıkar Murat Davman. Bu sefer Cüneyt Arkın tarafından canlandırırlır.
Doğumundan yıllar yıllar sonra bu kez Reha Mağden'in enfes kitabı "Yazgıların Tableti"nde bir kez daha çıkar karşımıza Murat Davman. Kendisi hiç yaşlanmamıştır ve hâlâ sıkı bir dedektiftir.
Son olarak Murat uyurkulak'ın öykü kitabı Bazuka'da karşılaşmıştık Murat Davman'la. Uyurkulak, "Tutkular Kitaplığı" adlı öyküsünün "Yazgıların Tableti"ne bir nazire olduğunu söylüyordu kitabın sonunda.
Bugünlerde düzeltmenliği yaptığım bir kitapta, bir kez daha karşıma çıktı Murat Davman. Yalnız kitapta Murat Davran olarak geçiyordu ama birebir Murat Davman tasvir ediliyordu. Acaba o olabilir mi diye araştırınca, yazarın Davman'dan bahsettiğini ama -yaşlılığından olsa gerek- soyadını yanlış hatırladığını fark ettim. Kitaptaki hatayı düzeltmesine düzelttim ama yaptığım düzeltme, kitabın ikinci baskısı için olacak. Başka örneği var mıdır bilmiyorum; bir karakter, aynı kitabın iki baskısında farklı adlarla yer almış olacak böylece.
60-70 yıllık geçmişi olan Murat Davman'ı bir yazarla editör el ele öldürür, işi olmadığı halde bir düzeltmen de şans eseri diriltir; Türkiye'de yayıncılık böyle sürer gider...
Doğumundan yıllar yıllar sonra bu kez Reha Mağden'in enfes kitabı "Yazgıların Tableti"nde bir kez daha çıkar karşımıza Murat Davman. Kendisi hiç yaşlanmamıştır ve hâlâ sıkı bir dedektiftir.
Son olarak Murat uyurkulak'ın öykü kitabı Bazuka'da karşılaşmıştık Murat Davman'la. Uyurkulak, "Tutkular Kitaplığı" adlı öyküsünün "Yazgıların Tableti"ne bir nazire olduğunu söylüyordu kitabın sonunda.
Bugünlerde düzeltmenliği yaptığım bir kitapta, bir kez daha karşıma çıktı Murat Davman. Yalnız kitapta Murat Davran olarak geçiyordu ama birebir Murat Davman tasvir ediliyordu. Acaba o olabilir mi diye araştırınca, yazarın Davman'dan bahsettiğini ama -yaşlılığından olsa gerek- soyadını yanlış hatırladığını fark ettim. Kitaptaki hatayı düzeltmesine düzelttim ama yaptığım düzeltme, kitabın ikinci baskısı için olacak. Başka örneği var mıdır bilmiyorum; bir karakter, aynı kitabın iki baskısında farklı adlarla yer almış olacak böylece.
60-70 yıllık geçmişi olan Murat Davman'ı bir yazarla editör el ele öldürür, işi olmadığı halde bir düzeltmen de şans eseri diriltir; Türkiye'de yayıncılık böyle sürer gider...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder