25 Mart 2012 Pazar

Hayat ne tuhaf gemiler filan...

Dün iki tane film izledim televizyonda. İkisinde de Mark Ruffalo denen peltek ama karizma abimiz başrolü oynuyordu. Mesele bir insan evlâdının nasıl olup da hem peltek hem de karizmatik olabilmesi değil, mesele; bu şeker (bak şimdi de şeker oldu) adamın filmlerden birinde bahçe düzenlemesi yapan bir peyzaj mimarı bir adamı, öbüründeyse peyzaj mimarına bahçesini düzenleten bir adamı canlandırması... Bu durum bazı sorular sormama neden oldu, şöyle ki:

1- Farklı saatlerde de olsa Dicitürk'ün aynı gün içinde iki tane Mark Ruffalo filmi yayınlaması bir rastlantı mı yoksa, iki filmi de pazarlayan firma aynı ve iki filmin de aynı gün yayınlanmasını şart mı koşuyor?

2- Aynı gün, aynı kanalda yayınlanan iki filmde başrol oynayan Mark Ruffalo'nun her iki filmde de ot yolma, toprak eşeleme, çiçek dikme mevzularına bulaşması bir rastlantı mı yoksa, Hollywood senaristleri/yönetmenleri gönderme işinin bokunu mu çıkardılar?

3- Aynı gün, aynı kanalda yayınlanan, başrolunü Mark Ruffalo'nun oynadığı ve "peyzaj mimarlığı ne güzel iş lan" dedirten bu iki filmin; uzun ve ağır geçen kıştan sonra güneşin pırıl pırıl parlayıp insanın içini ısıttığı bir cumartesi gününde tarafımdan izlenmiş olması bir rastlantı mı yoksa, asosyalleşme bu mu demek oluyor?

4- İlahlar bana bir şey mi söylemeye çalışıyor?

5- Kahveyi azaltsam mı?

2 yorum: