19 Şubat 2013 Salı

Dostlarla da ayrıldı yollar bir bir...


Taşın sert olduğunu beraber anlamış, suyun soğuk, ateşin sıcak olduğunu yaşamıştık... Anlıyor ki insan, bugün gibi, her yeni gün dertle doğarmış. Yaklaştık ölüme... Misket oynadığından varsa gömdüğün, ölüm sana, sensizlik dosta yakınmış...
 
Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin...
 
Akseden suda gördüğün ne? Sen misin yoksa şakaklarındaki kar mı? Geçmiş geceler mi geldi gözüne?.. Ayrıldı mı yollar, arttı mı yalnızlığın?..
 
Bir gün uyayacak ve uyanmayacaksın ya, kucaklamak mümkün değil bende sendeki hayali...
 
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde...
 
Kim bilir nerde?
Nasıl?
Kaç yaşında?
 
Duruyor o rüya yerli yerinde...
 
Halbuki sen orda, şehrimde gerçekten varsın etinle kemiğinle... Varsın ama dokunamıyorum bile... İster gökyüzünde seyret, ister gözlerimde, körler onu görmese de vardır yıldızlar da...
 
Bir namazlık saltanatım olacak,
Taht misali o musalla taşında...
 
(Cahit Sıtkı Tarancı, Yahya Kemal Beyatlı, Nazım Hikmet Ran)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder