3 Kasım 2008 Pazartesi

Masumiyet Müzesi'ne de Müzekart'la girilecek mi? (BirGün yazıları 5)


Orhan Pamuk’un son kitabı ‘Masumiyet Müzesi’ nihayet çıktı da Türkiye basını olarak biraz rahatladık. Nobel’i aldıktan sonra doğru düzgün ekmek yiyemez olmuştuk Orhan Pamuk’tan. Kimine göre nasıl olsa Nobel’i aldığı için artık siyasi laflar da etmezdi Orhan Pamuk. Eee ne yapacaktık biz şimdi? Adam hakkında çıkan haberler de peynir ekmek gibi ‘satıyor’… Mecbur bu kez kitabı ve açmayı planladığı müzeyle gelecekti gündeme. Adres gösterme delisi ikiyüzlü basın iki günde unuttu Orhan Pamuk’un ne ‘vatan haini’ olduğunu. Her gazetede Masumiyet Müzesi haberleri, eleştirileri… Gazetelerin kitap eklerinde sadece polisiye roman eleştirileriyle görmeye alışık olduğumuz isimlerin bile Orhan Pamuk’u yazmaya başlaması hadi bir kenara, spor ve magazin sayfaları dahil her yer Orhan Pamuk’u yazanlarla doldu taştı. Bir anda Orhan Pamuk’un aslında bir edebiyatçı olduğu anımsandı. Buradan nereye geleceksin diye sorarsanız, her zamanki gibi hiçbir yere tabii ki… Tek söylemek istediğim: “Neymiş; ‘vatan hainliği’ hiçbir şey, tiraj kaygısı her şeymiş.” Bunu da yazın bir kenara. Ara söylemişti dersiniz.

Masumiyet Müzesi’nden eski sosyal demokrat Ertuğrul Günay’ın başında bulunduğu bakanlığın bir uygulaması olan ‘Müzekart’ mevzuuna bir yatay geçiş yapmak istiyorum. (Bu arada ‘eski sosyal demokrat’ lafı kulağa ne komik geliyor değil mi? Dünya derdini bırakıp cebini doldurmanın derdine düşenlere eski solcu, eski devrimci diyoruz biraz da aşağılayarak; ama sosyal demokrat-eski sosyal demokrat işte ne bileyim; şimdi sosyal demokratları da kızdırmayalım, anladı anlayan)

Tatilimin son günlerinde İzmir Selçuk’taki Efes Harabeleri’ne gideyim dedim. “Gitmez olaymışım, her yer yıkık dökük harabe” esprisi yapmayacağım tabii ki. Neyse, Efes’e giderken hiç giriş parası ne kadardır falan diye düşünmedim. Basın deriz, olmadı abi öğrenci deriz gireriz içeri, burası Türkiye ne de olsa. Efes’e giriş tek fiyatmış: 20 YTL. Öyle basınmış öğrenciymiş dinlemiyor pek kapıdaki abiler de. Sana başka bir olanak sunuyorlar ama. Müzekart al diyorlar. Onun da fiyatı 20 YTL.(*) Türkiye’deki birçok müzeye bir yıl boyunca ‘bedava’ girebiliyorsun bu kartla. Haliyle yabancı turistler hariç herkes Müzekart alıyor kapıda. Hatta gişede bulunduğum 10 dakika içinde Müzekart’ın tek seferlik giriş biletinden daha çok satıldığına şahit oldum. O an bende bir jeton düştü. “Bilmem kaç ayda şu kadar müzekart satıldı” diye haberler okumuştum. Tabii ya, dedim. Başka nasıl satılacaktı ki o kadar kart? Müzekart uygulaması başlamış diye kim koşa koşa almaya gider ki Türkiye gibi bir ülkede? Ancak böyle satarsın işte. Akıllıca değil mi? Bir yere giriş biletine vereceğin parayla Türkiye’deki birçok yere bir yıl boyunca girebiliyorsun. Böylece Efes’e girerken vereceğin 20 YTL üzerine soğuk su içecekken bir anda psikolojik olarak kâra geçtiğini hissediyorsun. Yanlış anlaşılmasın, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir yeri gezmenin hazzı parayla ölçülemez tabii ama cumhurbaşkanı ‘Kayserili’ olan bir ülkenin evladı olarak daha Efes’i gezerken bile ‘parasını çıkarmak’ için İstanbul’a döner dönmez bütün müzeleri gezme planları yaptım, ne yalan söyleyeyim.

Müzekart çok satmış diye ülkem insanının kültürüne, tarihine olan ilgisi arttı sanmayın sakın. Bu uygulamayı övdüğümü de düşünmeyin. Tabii ki bu mekânları gezmek hiçbir ücrete tâbi olmamalı. Her ne kadar solcularımız bile uzak dursa da kültürden ve sanattan; eğitim, sağlık ve barınma gibi temel hakkımızdır aslında Efes’i gezme hakkımız da. Ama bu işler arkadan zorla itmeyle, gişede insanlara “Müzekart alırım daha iyi” dedirtip 20 YTL verildi diye her gün önünden geçtiğimiz ama yüzüne bile bakmadığımız müzeleri, Müzekart’ın parasını çıkarmak için zorla gezdirmekle olmuyor Sayın Günay. Efes’ten çıkınca su almak için yaklaştığınız büfedeki “Hakkı abiiiii, yerliye suyu kaça veriyoduuuk” diye bağıran çocuktan başlamak gerekiyor işe. Yoksa yerliye 2 YTL, yabancıya 2 Avro’ya su satan çocuk da büyüyünce Hakkı Abi’sine benziyor. Ya da hadi en fazla benim gibi Müzekart’la Masumiyet Müzesi’ni de gezebilme hesapları yapıyor ‘parasını çıkarmak’ için.

Son olarak, benden bir süre eğlendirici satırlar beklemeyin. BirGün’ün ‘çok gizli’ belgelerini dışarı sızdırmanın(!) başıma ne işler açtığını biliyorsunuz geçen haftadan. Bu aralar bütün gözler üzerimde. Şöyle ortam biraz sakinleşsin de yazarım ben yine size. Sanırım dört beş haftam İstanbul’daki müzeleri yazmakla geçecek, en azından Müzekart’ın parasını çıkarana kadar…

(*) www.muzekart.com adresinden kartın nerelerde geçtiğine dair ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz. Öğrencilere yüzde 50 indirimli, basın kartı sahipleri, gaziler, 17 yaş altı gençler ile çocuklar ve engellilere ise 2 YTL’ye verildiğine dair bazı sitelerde bilgi var ama kendi sitesinde bu bilgiye ulaşamadım. Ben söyleyeyim de araştırması sizden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder