1 Temmuz 2009 Çarşamba

Yekta'nın smokini

2007'de düzenlenen Altın Portakal'da bütün gazeteciler sanatçıların peşinden koşuyordu, normal olarak. Biz de olaya farklı bir isimle bakalım deyip Yekta Kopan'la konuşmuştuk. BirGün'deydim o zamanlar ve yanımda gazeteden iki arkadaş daha vardı. Soruları az çok önceden hazırladığımız için söyleşiye pek müdahil olmamış, sadece fotoğraf çekmiştim ben.

Altın Portakal'ın halktan koparıldığı tartışmaları o zaman da oldukça ateşliydi. O gün, Kopan'ın bu konu hakkında neler dediğini az çok hatırladığım için eski defterleri açıp O günkü röportajı buldum.

Bakın Kopan'a yöneltilen üç soru ve üç yanıt:

» Bu sene festivale halkın yeterince entegre edilmediği yönünde eleştiriler var.

Evet bizde duyuyoruz. Halkın, salonlarda yer bulamadığı, açılışlarda galalarda gösterime girememeleri vs. Ama ne yazık ki dünya üzerinde de bu tür festivallerin gösteri kısımları olmazsa olmazlardan. Açılışta Cannes Film Festivali'nde de yer bulamıyorsunuz... Kaldı ki simokin olmadan içeri de giremiyorsunuz. Bunlar festivallerin kendilerine ait yapılarıdır.

» Biraz halkın da haklılık payı yok mu burada?

Halk eleştrisinde haklı mutluka ona bir şey demiyorum, anlıyorum da. Güzel bir film programı var, 2007 yılı içinde Avrupa film festivallerinde oynamış filmler var, bu bir sinema festivali ise sonuçta halkın da mutlu olacağı bir program var. Ama halk ne istiyor biliyor musunuz? Onlar açılışlarda da olalım istiyorlar, ünlüleri görmek istiyorlar. Onlar da olmayınca festivali reddetme yoluna gidiyorlar.

» Mesela eskiden açık hava sinemaları yapılırmış...

Bunu ben de duyuyorum ama bu konuda bir şey demeyeyim. Ama benim festivalim olsun istiyor halk. Elbette burada organizasyon cephesinde de hatalar var, eğer bir tane açık hava sineması bu yapının içine konulacaksa elbette iyi olur. Ama bakın bu eleştiriler başka yöne doğru kayıyor: "Neden ben daha çok ünlü görmedim" meselesi. Görme ne olacak.

Kopan'ın görüşleri böyle. Altın Portakal zamanı yaklaşıyor. NTV her sene olduğu gibi bu yıl da festivale basın sponsoru olacak. Tabii ki Yekta Kopan da başrolde. Benim dikkat çekmek istediğim konu şu. Bu sene Antalya Büyükşehir Belediyesi el değiştirdi, malumunuz. Ve festivalle ilgili oldukça radikal kararlar alınacak gibi gözüküyor. Hatta festivalin ilk basın toplantısı İstanbul'da yapıldı. 'Halktan yana' bir festival vurgusu var bu yıl. Şimdi gözlerim, kulaklarım Yekta Kopan'ı arıyor. Bakalım 180 derece ağız değiştirip "işte olması gereken oldu, festival nihayet halkla buluştu" açıklamaları yapacak mı? Programına festivalin başındaki isim olan Vecdi Sayar'ı çağırıp, bütün konuklarına yaptığı gibi yıkama yağlama çekecek mi? Vecdi Sayar İstanbul'daydı bugünlerde. Belki de yapıldı bir program ve ben kaçırdım, bilmiyorum.

Bekleyip göreceğiz...

Vecdi Sayar'ın festivalle ilgili açıklamalrından bir paragraf alıntılayıp bitirelim:

"Bir sanat etkinliği, halka gitmiyorsa işlevini yerine getiremiyor demektir. Sinemanın en seçkin ürünlerini otel salonlarına kapayan bir etkinlik olmaktan çıkarmak istediğimiz bu festival için Antalya'da her tür imkan bulunmakta. Festivaller üretim ortamlarıdır, ne yazık ki ülkemizde tatil ve eğlence ortamı olarak algılanıyor."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder