26 Şubat 2010 Cuma

Kumbaracı50

Daha önce çeşitli kişi ve kurumları okurlarına hedef göstererek provokasyona teşvik eden Vakit gazetesi, bu kere de Beyoğlu’ndaki Kumbaracı 50 tiyatrosunda sahnelenecek olan Özen Yula’nın oyunu “Yala ama Yutma”yı hedef göstermiş ve bilindiği gibi UNESCO’nun sivil toplum kuruluşlarının başında yer alan Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin (IATC) Türkiye Merkezi’nce protesto edilmişti. Protestomuz çerçevesinde hukukçularımızı, siyasetçilerimizi, sanatçılarımızı da göreve çağırdığımız hiç kuşkum yok ki anımsanacaktır.

Bu kere, oyunla ve oyunu sahneleyen toplulukla hiç bir organik bağı olmayan bu oyunun sahneleneceği Kumbaracı 50 sahnesinin mühürlendiği haberiyle sarsıldık. Gerekçe, binadaki eksiklikler olarak gösterilmiş. İyi de, ey Beyoğlu Belediyesi yetkilileri, aylardır aklınız neredeydi? Bu işin içinde “Yala, ama Yutma”nın olduğu Beyoğlu Belediyesi’nin de inkâr edemeyeceği açık bir gerçektir. Kamuoyunu uyarıyorum: Bakınız Türkiye nereye çekilmek isteniyor. Bakınız Türk tiyatrosuna ve tiyatrocusuna neler çektiriliyor. Bir eser daha sahnelenmeden “ahlaksız” olarak nitelendiriliyor ve “din elden gidiyor”, “istemezük” çığlıkları atılarak işte böyle engelleniyor.

Gerçek şudur ki, bu mühürleme olayı, aslında geçtiğimiz temmuz ayında Topkapı Sarayı’ndaki İdil Biret konseri öncesi “mini etekli kızların servis ettiği şarapları içecekler” tevatürünü yayarak konserin provoke edilmesinin bu kere de Kumbaracı 50’de tekrarlanmaması için basiretsiz yönetimin aldığı tedbirden başka bir şey değildir. Bu mühür, tiyatroya balyoz indirilmesiyle, buldozer saldırısıyla eş değerdir. “Yala, ama Yutma” başlıklı tiyatro oyununun gösterimi böylece engellenmiştir, ancak asla ve asla yalanıp yutulacak bir olay değildir.

Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder