15 Eylül 2010 Çarşamba

IBM’DE İŞVEREN “GREV” DEDİ!

IBM çalışanlarının Toplu İş Sözleşmesi imzalamak amacıyla yaklaşık 3 yıl önce başlattıkları süreç geçtiğimiz Nisan ayında, hukuki mücadelenin çalışanlar lehine sonuçlanması ile birlikte görüşmelere başlama aşamasına gelmişti. Ancak, süreç hiç alışılmadık gelişmelerin ardından GREV aşamasına gelmiş bulunuyor.

Konuyu ilginç kılan ise GREV sürecinin Sendikamızın Grev kararı alması dışında, IBM yönetiminin “de GREV isteği ve tercihi doğrultusunda devam ediyor olmasıdır.

IBM tüm görüşmeler boyunca uzlaşmazlığın gerekçesi olarak sözleşmenin getireceği mali yükü ileri sürmüş, buna rağmen hiç bir istek üzerinde pazarlığa yanaşmamış ve alternatif öneri sunmamıştır. Son olarak da grev oylamasında “HAYIR” oyu verilmesine engel olmak amacıyla baskı yapması asıl amacın “IBM içerisinde çalışanların bir tüzel kişi olarak söz sahibi olmasının engellenmesi ve aynı zamanda bölgedeki diğer ülkeler için kötü(!) örnek olmasının önlenmesi” olduğunu göstermektedir.

IBM Türk, toplu sözleşme görüşmelerinin her aşamasında hiçbir madde üzerinde tartışmayan, süreci tıkayan, arabulucuya gidilmesini sağlayan tutanağı tek başına hazırlayan ve Çalışma Bakanlığına ileten taraf olmuştur. Bu süreçte Şirket temsilcisi olarak yetkilendirilenler, “yetkili” olduğunu ifade etmelerine karşın, hiç bir öneri getirmemişlerdir.

Arabulucu süreci de anlaşma sağlanamadan bitmiş fakat IBM işvereni bu süreçte sendikaya ve çalışanlarına sunmadığı karşı teklifi ve sürece dair görüşlerini arabulucuya hitaben sunmuş, ve bu teklifin “pazarlığa açık olmadığını” ifade etmiştir. IBM Türk’ün hazırlamış olduğu bu alternatif sözleşmenin bir maddesi IBM Türk’ün Sendikalaşma sürecine ilişkin tavrının net bir ifadesidir.
IBM Türk, verdiği teklifin 55. Maddesinde “Taraflar, değişen iş koşullarına ve piyasa uygulamasına istinaden işverenin mevcut herhangi bir işyeri uygulamasını/kurallarını herhangi bir zamanda tek taraflı olarak değiştirme hakkı olduğunu beyan ve kabul ederler” diyerek imzalanacak toplu iş sözleşmesi maddelerini hükümsüz kılmaya çalışmıştır.

Sendikamız öncelikli olarak sözleşmenin masada anlaşma sağlanarak sonuçlanması için çaba sarf etmiştir. Fakat IBM işvereninin uzlaşmaz tutumu nedeniyle süreç tıkanmış ve sendikamız yasal süreç gereği GREV kararı alarak 21 Temmuz'da işyerine asarak ilan etmiştir.

IBM çalışanları greve çıkmadan önce “TİS imzalamanın bir yolunu daha deneyelim, Yüksek Hakemden gelen toplu sözleşmeye razı olalım” diyerek topladıkları imzalarla Valiliğe müracaat etmişler ve işyerinde Grev oylaması istemişlerdir. Bölge çalışma Müdürlüklerinin kontrolünde İstanbul, Ankara ve İzmir İşyerlerinde 28 Temmuz'da grev oylaması yapılmıştır Buraya kadar belkide kulaklara yabancı gelmeyen bu gelişmelerin bundan sonrası akıl almaz bir şekilde gelişmiştir.

IBM Türk, oylamada hayır sonucunun çıkacağını ve bu durumda yüksek hakem kurulunun en azından çalışanları enflasyon karşısında koruyacak bir kararın çıkabilme olasılığına bile tahammül edememiştir.

IBM Türk Genel Müdürü izinde olanlar dahil olmak üzere tüm müdürleri şirkete geri çağırarak elemanları ile birebir toplantı yaparak oylamada “greve hayır” oyu vermelerini engellemelerini istemiştir.

IBM Türk Genel Müdürü çalışanlarla yaptığı toplantıda Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde anlaşmaya yanaşmayan tarafın Tez Koop-İş Sendikası olduğunu, IBM Türk’ün bir “charity organization” (hayır kurumu) olmadığını ve çalışanların kendilerini dünyadaki diğer ülkelerdeki IBM kuruluşları ile kıyaslamaması gerektiği söyleyerek IBM Türk çalışanlarını aslında hiç önemsemediklerini böylelikle ifade etmiştir.

Yapılan toplantılarda Genel Müdür çalışanlara oylamaya katılmayarak oy kullanmamaları yönünde tercih yapmaları temelinde konuşmalar yaparak çalışanları bizzat kendisi engellemeye çalışmıştır. IBM yönetimi diğer yandan çalışan listesini kabartarak bakanlığa sunmuş ve olası hayır oyunda %50 oranını yüksek tutmaya çalışmıştır.

Yıllardır yurtdışında çalışanlar ve fiilen oylamaya gelemeyecek olanlar oylamaya katılacak işçiler listesinde gösterilmiştir. 1-2 yıl gibi uzun süredir ücretsiz izinde olanlarda listede gösterilmiştir. İşveren Vekilleri TİS görüşmelerinde işvereni temsil edenler oylama listesinde gösterilmişlerdir. Öğrencilerde grev oylamasına katılacaklar listesine alınarak Çalışma Bakanlığı Bölge Çalışma Müdürlüğüne sunulmuştur.

Oylama esnasında da katılımı düşürmek ve fiilen oylamayı engellemek için oylama sandığı Genel Müdür ve İnsan Kaynaklarının bulunduğu 19. Kata kurulmuştur. Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcılarının da oylama yerinde bulunması çalışanlar üzerinde psikolojik bir baskı unsuru olarak kullanılmıştır. Genel Müdür ve İnsan Kaynakları Müdürü tüm oylama süresince oylamaya yoğun katılımı olan bölümlerin müdürlerine baskılarını sürdürmüş ve elemanlarının oy kullanmalarını engellemelerini istemişlerdir.

O gün dünya devi IBM’de işçiler greve hayır demesinler diye işveren oy kullanmak üzere 19. kata gelen ve gelmeyen işçiler üzerinde adeta “mobbing” uyguladı. Hatta o gün oy kullanmaya son dakikada cesaret eden ve oy kullanmaya gelen bazı çalışanların yetkililer binadan ayrılana kadar, “konuşma” bahanesiyle müdür odalarında tutulduğu IBM çalışanları arasında hayret ve şaşkınlıkla karşılanmıştır.

IBM çalışanları, IBM işvereninin tüm engellemelerine ve baskısına rağmen yine de önemli bir oranda oylamaya katılım sağlamışlardır. 138 kişi oylamaya katılmış ve 137 çalışan greve Hayır demiştir. Fakat yasadaki yeterli çoğunluk sağlanamamıştır.
IBM şirketinin bazı Türk yöneticileri yurt dışından gelen talimatları harfiyen uygulamışlar, yıllardır birlikte çalıştıkları mesai arkadaşlarının anayasal haklarını kullanma taleplerini suç gibi göstererek grev oylamasına katılımı engellemiş ve işverenin gözüne girmişlerdir. Hatta bir kısmının terfi işlemleri hemen başlatılmıştır. Aslında oylama için itiraz edilecek pek çok konu olsa da IBM çalışanları bu kulvarda oyalanmak yerine Grev hazırlıklarına derhal başlamayı tercih ettiler bu nedenle de oylama sürecindeki şaibeli konulara ve oylamanın sonuçlarına itiraz etmediler.

IBM, sendikalı çalışanlarının Greve çıkmayacağını-çıkamayacağını düşünüyor ve bundan sonraki yapacaklarını bu senaryolar üzerine inşa ediyor. Baskı ve tehditle GREVE EVET çıkartmasının nedeni de budur.

138 IBM çalışanı her türlü baskı, tehdit veya rüşvete rağmen, işsiz kalmayı bile göze alarak, cesaretle sandık başına giderek toplu sözleşme elde etmek için tercihte bulundular.

İçerik itibariyle bir garip oylama olsa da IBM çalışanları işverenin tehditleri karşısında ciddi bir sınav verdiler ve IBM’e öyle ya da böyle toplu sözleşme istediklerini, sendikalı çalışmak istediklerini ve bunda ısrar ettiklerini oylama günü gösterdiler.

Toplu sözleşme süreci grev oylamasıyla kesintiye uğramış olsa da devam ediyor. 30 Temmuz itibariyle grev kararını uygulamak üzere 60 günlük süre başlamış bulunmaktadır.

IBM çalışanları bu kez IBM yönetiminin tercihi ve ısrarlı isteği üzerine GREV’e çıkacaktır. Grev uygulama tarihi sendikamız tarafından kamuoyuna ilan edilecektir.

TEZ-KOOP-İŞ SENDİKASI
İSTANBUL 5 NOLU ŞUBE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder