“Halkı,
psikolojisini anlayarak hareket etme koşulu ve yeterli tekrar ile bir karenin
gerçekte bir daire olduğuna ikna etmek olanaksız değildir. Sözcükler istenilen
fikirlerle giydirilerek başka bir kalıba sokulabilirler... Bir fikri ne kadar
uzun süre tekrarlarsanız insanlar ona o kadar fazla inanırlar.” (Joseph
Goebbels, Nazi Propaganda Bakanı)
çiftdüşün1
afakını akın
al
alçakları
alsan alsın
altında ancak
ancak arkadaş
arşa artık
aşarım atanı
bana bastığın
başım bayrağımın
belki belki
belki ben bendimi
beni benim
benim benim benim benimdir
beridir bilir
bin binlerce
bir bir
boğar boşanıp
böyle
bu bu bu bu
bu bu bütün cananı
canavar canı
celal
cennet
cennet
cerihamdan
cüda çatma
çehreni çelik
çılgın çiğner
da da da
dağları
dalgalan de
dediğin değer
değmesin
dinin dişi
diyerek doğacaktır
dolu dökülen
dökülen
dursun duvar
dünyada
dünyaları
düşün
ebedi
ebediyen eder
eli emeli en
enginlere
et etmesin ey
ey ezanlar ezelden
feda
fışkıracak fışkırır
garbın geçme
gibi
gibi gibi
gibiyim
göğsüm
göğsüne gövdeni gül günler hakk'a hakk'a hakkıdır hakkıdır hakkıdır hakk'ın
kim hangi
hayasızca
helal helal
hepsi her
hilal hilal
hüda hür hür
hür hürriyet ırkıma ırkıma ilahi ilahi ile iman imanı incitme
inlemeli
istiklal istiklal izmihlal
kahraman
kalmış kanlarımın kanlarımız kanlı
kefensiz
ki ki kim
korkma korkma
kurban
kükremiş
mabedimin
medeniyet
milletimin
milletimin milletimin milletimindir
mücerred
namahrem
nasıl na'şım
ne nazlı
o o o o o
ocak oğlusun
olayım olmaz
olmaz
olsun
parlayacak
ruh-i ruhumun
sakın
siper sana
sana sana
sancak
sarmışsa secde
sel sen sen
senden serhaddim
sığmam sıksan
son sonra
sönmeden
sönmez
şafaklar
şafaklarda
şahadetleri
şanlı
şaşarım
şehit şiddet
şudur
şuheda şuheda
tanı
tapan tapan
taşarım taşım
tek tek
temeli
toprağı toprak tüten
uğratma
uğruna ulusun
üstünde
üstünde va'dettiği
var varımı
varsa vatanı vatanımdan vatanın
vecd verme
vuracakmış
yakın
yarın
yarından yaşadım
yaşamış
yaşarım yaşım
yatanı
yazıktır yerden yerleri
yıldızıdır
yırtarım
yok yok
yurduma
yurdumun yurdumun
yükselerek
yüzen
zaman zaman
zırhlı zincir

Bu yöntem
ile, şiir boyunca en çok tekrarlanan ‘kan’, ‘ulus’, ‘bayrak’, ‘şehitler’ gibi
kelimeler bir araya yığılırken, görsellerde de marş okuyan çocuklar, resmi
törenler, Mehmet Akif Ersoy resimleri sıkça tekrar ediyor. Kullanılan
metodlarla ortaya çıkan absürdlük aracılığıyla izleyici ‘ulus olma’ teması
üzerine düşünmeye, bu temaya atfedilerek yaratılan kutsallıktan sıyrılmaya ve
onu önemsizleştirmeye davet ediliyor. Çalışmanın adı olan çiftdüşün
(doublethink) ise George Orwell'in "1984" adlı ünlü romanından
geliyor.
"Eğer
herkes Parti'nin dayattığı yalanı kabul ederse, eğer bütün tanıklar aynı şeyi
söylerse, yalan tarihe geçiyordu ve gerçeğe dönüşüyordu. 'Geçmişi kim kontrol
ediyorsa' diyordu Partinin sloganı, 'geleceği de kontrol eder'. Buna
gerçekliğin kontrolü adı veriliyordu. Ama yeni dilde bunun için özel bir kelime
vardı : çiftdüşünme". (George Orwell, 1984)
Bir üçleme
olan 'Çiftdüşün' (Doublethink) serisi sanatçı Zeyno Pekünlü'nün uzun
süredir ilgilendiğini söylediği ulus-devletlerin ulusluk bilincini pekiştirmek
ve vatandaşlık bağı yaratmak amacıyla kullandıkları milli simgeler, kahramanlık
hikayeleri, kurmaca mitolojiler gibi temalardan yola çıkarak oluşuyor. İstiklal
Marşı yukarıda bahsedilen temaların neredeyse hepsini içerdiği için ve
atfedilmiş kutsallığı yüzünden sanatçının üzerine ilk çalışmak istediği sembol
olmuş. Ancak bu fikrin ortaya çıkmasına önemli ölçüde etki eden kırılma noktasını sanatçı 19 Ocak 2007 tarihine bağlıyor. Hrant Dink cinayetiyle birlikte hem kendinin hem de kendi kuşağından birçok sanatçının bu olayla birlikte 'Türklük' ve 'milliyetçilik' üzerine daha ciddi düşünmeye başladıklarını ifade ediyor.
Bu çalışma İspanya'nın Valls şehrinde düzenlenen 2009 yılındaki bienal'de büyük ödülü bir başka sanatçıyla paylaşmış. Önce çalışmayı İspanyolcaya çevirmeyi düşünmüş. Çünkü anlaşılacağından emin olamamış.
"Milliyetçilik, ulus-devlet neredeyse bütün dünyanın sorunu. Ama
yine de iş spesifik olarak İstiklal Marşı'ndan oluşuyordu ve böyle bir marşı
çevirme işine girmek çıkışı olmayan bir yol gibiydi. Sadece milli marş
olduğunun ve alfabetik sırada okunduğunun bilinmesi yeterli diye düşündüm. Dünyanın
her yerinde insanların benzer tecrübeleri olduğu için, ne dediği anlaşılmasa da
verdiği duygunun yettiği ortaya çıktı. Elbette bir farkla; Türkiyeliler işi
izlerken çok gülüyorlar. Marşın alfabetik bir sırayla okunması komik bir metin
çıkartıyor. Ancak Barselona'da insanlar marşı anlamadıkları için dehşete
düşüyorlar.”

Sanatçının
son işi “Beni Osman Öldürdü” 11 Aralık 2012 – 19 Ocak 2013 tarihleri arasında
Asmalımescit’teki Sanatorium isimli mekanda sergileniyor. Serginin basın
bülteninde iş şöyle anlatılıyor:
“İsmini Osman
F. Seden’in 1963 tarihli filminden alan sergi, gündelik hayatımızın içinde
karşılaşmaya, görmeye, duymaya alışkın olduğumuz imaj, sembol, ses ve metinlerin
yeniden düzenlenerek sunulmasından oluşan, çoğunluğu video işlerden oluşuyor. Çalışmalar
İstiklal Marşı’ndan Yeşilçam melodramlarına, Nutuk’tan kadına yönelik şiddet
haberlerine uzanarak farklı tahakküm biçimlerinin kamusal ve özel tezahürlerini
kat ediyor, iktidar teknolojilerini sorunsallaştırıyor. İşler, sıradan metin ve
görüntülerin biçimsel bozumu, bağlamsal kopuşu ya da kategorizasyonu yoluyla,
malzemelerin toplumsal işlevlerini ters yüz ediyor. Bu yöntemin önerdiği yeni
bakış, ani bir aydınlanma yaratmaktansa izleyiciyi geçici bir kafa
karışıklığıyla, yön şaşmasıyla ve özdeşleşememe haliyle başbaşa bırakıyor. Bu
sayede birbirinden bağımsız görünen milliyetçilik, militarizm ve patriyarka
gibi tahakküm mekanizmalarının işleyişlerini birbirine bağlayarak eleştirel bir
alan açmayı hedefliyor.
Orta sınıf
bir çiftin Pazar günü sohbetinde dile gelen eril şiddet, kentsel yıkımın
üzerinde dalgalanan absürt İstiklal Marşı, dilden kopartılarak tacizkar bir
bedene dönüşen Yeşilçam erkekliği, gündeliği politik bir alan olarak inşa
ederken, kurucu tarihi ve toplumsal mitleri itibarsızlaştırarak alaşağı ediyor.
İşlerin toplumsal cinsiyet rolü olarak erkekliğin ve kadınlığın inşasından,
vatandaşlığın ve milletin kurucu mitlerine gezinen bakışı özellikle
patriyarkanın mahremden toplumun geneline uzanan kollarını deşifre etme
noktasında buluşuyor. Birbirleriyle konuşan bu işlerin arasında toplumsal
muhalefetin ortaklaşan önerilerini de buluyoruz: verili olanı boz, tersine
çevir, yeniden düşün.”
Kaynaklar:
*: 1980
yılında İzmir’de doğdu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Resim
bölümünden mezun olduktan sonra aynı üniversitede yüksek lisans ve sanatta
yeterlilik programlarını bitirdi. Yaklaşık iki sene Yeditepe Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Arkasından ikinci yüksek lisansını Barcelona
Üniversitesi’nde ‘Sanatsal Üretim ve Araştırma’ programında tamamladı. Halen
İstanbul Kültür Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor.
Çalışmalarında genellikle bireylere toplum tarafından atfedilmiş kimliklerin
kırılgan yapısını inceliyor ve bu verili kimliklerin etrafına örülmüş anlamları
abesleştirmek amacıyla bu alandaki sembolleri yeniden düzenliyor.
Seçilmiş İşler:
2012 Balkan Gölgeleri / Balkan Shadows /
Stop-motion video, 00:20, loop
2011 Hayat Bilgisi / Text Book for Knowledge of Life / Tek kanallı video, 06:00 (Rasel Meseri ile birlikte)
2011 Gelin Kafası / Hairy Tail / Foto-enstalasyon
2010 Çiftdüşün-2 / Doublethink-2 / Tek kanallı video, 04:00
2009 Çiftdüşün -1 / Doublethink-1 / Tek kanallı video, 04:43
2009 Ayşegül İsyanda / Aysegul in Rebellion / Stop-motion video, 04:24
2009 Sanatçı olma oyunu / Being an Artist from Periphery (Game) / Web üzerinden oynanabilen oyun
2008 No Soy Yo soy (Soyun kolektifi ile) / No Soy Yo soy (with Soyun collective) / Stop-motion video, 06:08
2011 Hayat Bilgisi / Text Book for Knowledge of Life / Tek kanallı video, 06:00 (Rasel Meseri ile birlikte)
2011 Gelin Kafası / Hairy Tail / Foto-enstalasyon
2010 Çiftdüşün-2 / Doublethink-2 / Tek kanallı video, 04:00
2009 Çiftdüşün -1 / Doublethink-1 / Tek kanallı video, 04:43
2009 Ayşegül İsyanda / Aysegul in Rebellion / Stop-motion video, 04:24
2009 Sanatçı olma oyunu / Being an Artist from Periphery (Game) / Web üzerinden oynanabilen oyun
2008 No Soy Yo soy (Soyun kolektifi ile) / No Soy Yo soy (with Soyun collective) / Stop-motion video, 06:08
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder